Tiyatro Sahnelerinden Kumarbazlar Krallığına: Ünlülerin Arkadaşı Ertuğrul İlgin

Zafer Algöz’ün kitabında da yer verdiği ünlü tiyatrocu Kumarbazlar Kralı Ertuğrul İlgin’in ağızları açık bırakan hikayesini sizler içn derledik.

? ? ?

Ertuğrul İlgin’in, tiyatro sahnelerinden kumarhanelere kadar uzanan bir hayat hikayesi var.

Kendisi, Devlet Tiyatrosu ve Devlet Konservaturaı’nın Türkiyede’ki kurucularından Profesör Carl Erbert’in ilk öğrencisi ve asistanıydı.

Ertuğrul İlgin, Galatasaray Lisesi’ni bitirmesinin ardından Devlet Konservatuarı’na başvurdu. Konservatuarın ilk öğrencilerinden olan İlgin, tam dört dil biliyordu. Bu sayede Carl Erbert gibi yabancı hocalarının da çevirmenliğini yaptı.

İlgin, Türk sanat dünyasında çok başarılı bir isim olmasına karşın kendisinin karşı koyamadığı bir alışkanlığı vardı; kumar. Bu öyle bir zaaftı ki Zafer Algöz’ün ”Keş On Dı Teybıl” kitabının hem isim anası hem de konusu oldu.

Ertuğrul İlgin’in çok renkli bir karakter olduğunu söylerken ‘eski kuşaktan bizim kuşağa aktarılmış son adamlardan’ olduğunu da dile getirdi.

Başarılı tiyatrocu, sanat camiasındakilere İsviçre’nin Lugona Gölü kıyısında doğanın içinde bungalov ev vaadiyle geldi. Sanatçılar bu fikre bayıldılar ve hemen İlgin’in hesaplarına gerekli yatırımları yaptılar.

Ancak tiyatrocu ise bu paraları kumarda katlamaya çoktan yemin etmişti. Ancak ne yazık ki pek de hayalindeki gibi olmadı. Ertuğrul İlgin, bütün parayı kumarda kaybetti. Bunun üstüne tam 35 yıl boyunca Türkiye’ye gelmedi.

Kendisi ortadan kaybolduğu sıralarda Avusturya’da asil bir ailenin şatosunda uşaklık yapıyordu. Aile, İlgin’in dört dil bildiğini ve ne kadar donanımlı olduğunu fark edince çocuklarıyla da ilgilenmesini istediler. Ancak çocuğa argodan başka bir şey öğretmeyince kovuldu.

Avrupa macerasından sonra Amerika’ya gitti. Garsonluk yaptığı restoranı hem dolandırdı hem de çalışanları kumara alıştırınca oradan da kovuldu.

Avrupa macerasından sonra Amerika’ya giden tiyatrocu bir restoranda bulaşıkçılığa başladı. Ancak o kadar azimliydi ki başgarson yardımcılığına kadar yükseldi. Burada da uslu durmadı ve dükkan içinde ikinci bir dükkan açtı. Patron, işletmenin kalitesi için iki tondan fazla et satışı yapmayı yasaklamıştı. İlgin, bu yasağı deldi ve iki tonun üstünde et satışı yaptı.Kazanılan parayı da çalışanlarla bölüştü. Diğer çalışanları da kumara alıştırınca burdan da kovuldu.

Amerika’dan tekrar Avrupa’ya dönen Ertuğrul İlgin, insanlara ‘hasta’ olduğunu söyleyerek onların da paralarını aldı. Daha sonrasında bir Türk’ün onu tanıması üzerine Türkiye’ye geri dönmek zorunda kaldı.

image.tmdb.org

İstanbul Devlet Tiyatrosu ve Operası’ndan iş istedi ve orada çalışmaya başladı. Ama gel gör ki hala kumarı hala bırakmadı.

Bakım evine yerleştikten sonra aşık oldu ve evlendi. Ancak o kadını da dolandırdı!

O dönemin TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un desteğiyle Korukent’te bir bakım evine yerleştirildi. Ardından 75 yaşından sonra aşık oldu ve evlendi. Ancak Vehbi’nin kerrakesi sonradan ortaya çıktı. Meğerse hanımefendinin üç tane evi varmış. Kadını evleri satıp kumarda katlamaya ikna ediyor. Kadının bunu öğrenen çocukları ‘annelerinin akli dengesinin yerinde olmadığı’ gerekçesiyle İlgin’e dava açıyor. Ancak tiyatrocu ”Üç ay önce evlenirken annelerinin akli dengesi yerindeydi de evleri satışa çıkarınca mı yerinde olmadı?” savunmasıyla davayı kazandı. Satılan evlerin parasıyla oynadığı kumarda yine hepsini kaybetti.

Zafer Algöz, İlgin’in son dönemlerini ‘kendini ölüme yatırdı’ diyerek anlattı. Tiyatrocu iç organ yetmezliğinden rahmetli oldu. Vasiyeti üzerine gazetelerdeki ölüm ilanında ise ”Ben Ertuğrul İlgin. Öldüm, gidiyorum, kalanlara selam olsun” yazıyordu.

Zafer Algöz, kitabının yanı sıra İlgin’in ilgi çekici hikayesini Youtube programına da taşıdı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir